• 13-11-2025 14:48

Manset.nl

Manset Gazetesi Hollanda

İOT ve NCDR’den, “Eğitimde Ayrımcılığa Son Verilsin” Programı

Nov 13, 2025

Kısa adı İOT olan, Hollanda Türkler İçin Danışma Kurulu ile Ulusal Irkçılık ve Ayrımcılıkla Mücadele Koordinatörlüğü (NCDR),  ‘Eğitimde Yetersiz Danışmanlık’ temali önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptılar.

Önceki gün Schiedam’daki Alevitisch Cultureel Centrum Rijnmond’da düzenlenen konferansa, Eğitim ve Kültür Bakanlığından Leroy Niekoop ve Thalia Lysen, Avrupa Eski Parlamenteri Emine Bozkurt, IOT Müdürü İbrahim Yerden, bazı STK temsilcileri, öğrenciler, ebeveynler, eğitimciler katıldı.

Forum eski müdürü Zeki Aslan’ın yönettiği programda, Hollanda Türkler İçin Danışma Kurulu(İOT) Başkanı Zeki Baran, göçmen kökenli öğrencilerin okul seçimlerinde hâlâ çeşitli önyargılara maruz kaldığını belirterek, “Bu durum bireysel değil, sistemik bir sorun olarak ele alınmalıdır. Bu durum büyük hayalleri olan öğrencilerin önünü kesiyor. Çocuklarımızın eğitim hakkını kimseye yedirmeyeceğiz.” açıklamasında bulundu.

Daha sonra söz alan Ulusal Irkçılık ve Ayrımcılıkla Mücadele Koordinatörü Rabin Baldewsingh, “NCDR, ayrımcılıkla mücadelede bağımsız bir konuma sahiptir ve eğitimde eşit fırsatlar için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Biz, bu tavsiyelerin kâğıt üzerinde kalmamasını istiyoruz. Artık somut adımlar atılmalı. Eğitimin kapsayıcı bir yapıya kavuşması gerekir. Sistem uzun yıllardır dışlayıcı unsurlarla şekillendi. Bu nedenle bazı gruplar hâlâ engellerle karşılaşıyor,” dedi.

Konuşmasında üniversitelerdeki çeşitlilik konusuna da değinen Baldewsingh, yeni nesillerin çokkültürlü ortamlarda büyüdüğünü vurguladı: “Sorun potansiyel farkında değil, sisteme erişim farkında. Bilgiye erişim herkes için eşit olmalı. İnsanlar kökenleri veya görünüşleri nedeniyle geri bırakılmamalı.”

Göçmen kökenli öğrencilere yeteneklerinin altında okul tavsiyesi verilmesi konusunda ilkokul yıllarında bizzat yaşadığı haksızlığı anlatan Eğitimci Bilal Korkut, “Çocuklarımızı eğitim sürecinde yalnız bırakmayalım. Öğretmenlerin yönlendirmelerini mutlaka sorgulayalım,” şeklinde konuştu.

Hollanda’da göçmen kökenli öğrencilere yeteneklerinin altında okul tavsiyesi verilmesi ayrımcılık sonucu olduğu yönünde uzmanlar görüş bildiriyor.

Toplantıda ele alınan bu hassas konuyla ilgili olarak uzmanların belirttiği birkaç başlık şöyle:

Önyargılı Yönlendirmeler ve Ayrımcılık

Birçok göçmen kökenli öğrenci, okul yöneticileri ve öğretmenler tarafından, dil engeli, kültürel farklar ya da sosyo-ekonomik durumları nedeniyle, potansiyellerinin altında okul seviyelerine yerleştirilebiliyor. Bu tür yönlendirmeler, genellikle bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde ırk, etnik köken veya sınıfsal farklara dayalı ayrımcılığı içerebiliyor. Yani, Türk kökenli veya başka göçmen kökenli öğrenciler, sadece kimliklerinden dolayı daha düşük düzeydeki okullara yönlendirilebiliyorlar.

Eğitim Sistemindeki Ayrımcılık

Göçmen kökenli öğrenciler, sadece dil ya da kültürel farklılıkları nedeniyle, yeteneklerine uygun olmayan okullara yerleştirilebiliyorlar. Bu durum, öğrencilerin eğitim hayatlarında sınırlı fırsatlar yaşamalarına ve potansiyellerini gerçekleştirmelerine engel olabilir. Bu da, uzun vadede toplumsal eşitsizliği derinleştirebilir.

Dil Engeli ve Eğitim Desteği

Türk kökenli öğrencilere yönelik tavsiyelerin genellikle düşük seviyelerdeki okullara yönlendirilmesinin bir diğer nedeni, dil bariyeridir. Ancak, dil engeli yalnızca bir uyum süreci gerektirir, öğrencinin potansiyelini yansıtmaz. Bu noktada, öğrencilere özel destek ve eğitim programları sunulması gerekir.

Sosyal ve Ekonomik Faktörler

Sosyo-ekonomik durum, göçmen kökenli öğrencilerin eğitimde karşılaştıkları zorlukları etkileyebilir. Örneğin, göçmen ailelerin ekonomik durumu daha düşük olabilir ve bu, çocukların eğitiminde fırsat eşitsizliği yaratabilir. Burada önemli olan, öğrencinin gerçek yeteneklerine odaklanmak ve sadece dışsal faktörlere dayanarak kararlar vermemek.

Aileler ve Okul Arasındaki İletişim

Birçok göçmen ailesi, eğitim sistemine dair bilgi ve deneyim eksikliklerinden dolayı okullarla etkili bir iletişim kuramayabiliyor. Bu da, okullarda öğrenciler için düşük hedefler belirlenmesine ve yanlış tavsiyelerin verilmesine neden olabilir.

Bu tür uygulamaların önüne geçmek için, Hollanda’daki eğitim sisteminde köklü değişiklikler ve daha kapsayıcı bir yaklaşım gerekebilir. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak, yalnızca öğrencilerin potansiyellerini en üst seviyeye çıkarmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal eşitsizliklerin de önüne geçebilir.

Hollanda eğitim sistemindeki “witte school” (beyaz okul) ve “zwarte school” (siyah okul) ayrımı, eğitimdeki ırkçılık, sosyo-ekonomik eşitsizlikler ve toplumsal entegrasyon sorunlarını gündeme getiren ciddi bir tartışma konusudur.

Toplantıya katılan bakanlık temsilcileri, katılımcıların sorularını yanıtladı ve önerilerini not aldı. Program, katılımcılara ve konuşmacılara çiçek takdim edilmesiyle sona erdi.

Mehmet Ali Topcu / SCHİEDAM

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.